İbn Kayyım Muhammed b. Abdulvehhab ve Useymin’e Göre Cehalet Mazeretmidir?

Selefi yorumun ilim olarak dayanak kabul ettikleri alimlerden birisi ise İbn Kayyım el-Cevziyye’dir. İbn Kayyım, İbn Teymiyye’nin öğrencisi olup ondan fıkıh dersi aldığı yine İbn Teymiyye ile birlikte hapis yattığı bilinmektedir. İbn Kayyım toplumun maslahatına önem veren bir alimdi nitekim şu sözü buna işaret etmektedir; “Şeriatın tamamı adalet,tamamı rahmet,bütünü hikmet ve tamamı maslahattır. Şeriatta yer alıp da hikmetten hikmetsizliğe, adaletten zulme, rahmetten rahmetin zıddına ve maslahattan mefsedete çevrilen hiçbir mesele, yorum yoluyla ona dahil edilse de, asla şeriata ait değildir.” İbn Kayyım’da cehaleti mazaret sayıp cahilliğinden dolayı bir kimsenin tekfir edilmeyeceğini ifade etmiştir; “ Kim alemin yaratıldığını (hudus delili), dirilmeyi, bütün kainatı Allah’ın düzenleyip idaresini Allah’ın yaptığını inkar ederse onun şehadeti kabul edilmez çünkü o İslam’dan değildir. Ancak Müslüman oldukları doğrulanan, Rafiziler, Cehmiler, Mürciler vb. gibi ancak bazı itikadi meselelerde muhalif olan ehli bidat, bu şekilde değildir. Onlara hidayet öğretilmeden, şehadetleri reddedilmez. Onların hükmü “Erkekler, kadınlar ve çocuklar içinden zayıf sayılanlar (yani) çaresiz kalanlar ve hiçbir kurtuluş yolu bulamayanlar müstesnadır” bu şekildedir.”(1) Yine İbn Kayyım “İtikadında fasıklık olsa da dinini muhafaza ediyorsa mutezile, harici, rafizi gibi biz onları tekfir etmeyiz.”(2) demiştir. Halbuki hariciler mescidleri harab etmiş, sahabe öldürmüşlerdi buna rağmen İbn Kayyım onları tekfir etmemiştir. Onlara ilmin ulaştırılıp öğretilmesi gerektiğini bildirmiştir.

Selefi yorumun son dönemdeki alimleri olan Muhammed b. Salih el-Useymin ve Vehhabiliğn kurucusu olarak bilinen Muhammed b. Abdulvehhab’da gerek ameli gerekse itikadi meselelerde cehaleti mazaret saymıştır. Nitekim Muhammed b. Abdulvehhab “Abdulkadir Geylani’nin kabirlerine put yapıp secde edenleri cehaletlerinden dolayı tekfir etmediğini”(3) söylemiştir. Yine onun mezhebinden olan Abdullatif ibni Abdurrahman ondan nakille “Şeyhimiz-Muhammed- İnsanların en yücesi; Allah dışında kabir ehlinden dua talep edene varıncaya kadar tekfiri genellemede kendini tutan buna mesafe koyandır. Kim onlara tebliğ eder hücceti ikame ederse o zaman tekfir edilir.”demiştir.(4) Muhammed b. Abdulvehhab son dönem selefi yorumun en büyük temsilcisidir ve kendisi hüccetin ikame edilmeyen kimsenin tekfir edilmeyeceğini bildirmiştir. Muhammed b. Salih Useymin’de yine dini meselelerin tümünde cehaleti mazaret olarak kabul etmiştir. İster akidevi isterse ameli meseleler olsun bir bütün olarak cehaletin mazaret olduğunu ikrar etmiştir. Useymine cehaletin özrü hakkında sorulduğunda bu görüşünü şu şekilde ifade eder; “ Cehalet özrü dinin bütün konularında sabittir. Bununla ilgili naslar çoktur, kim cahil ise cehaletinden dolayı dinin hangi meselesi olursa olsun sorumlu tutulmaz”(5) Useyminin bu anlayışını kendisine sorulan bir sorudan ve onun bu soruya verdiği cevapdan daha net bir şekilde anlıyoruz.

“Soru; Şayet bir emir de cahil olunursu ilimle beraber kafir olunur. Örneğin sıradan bir vatandaş, ölülere dua talep eden bir kavimde yaşıyorsa, hiç kimsede kendisine yapılan bu amelin şirk olduğunu bildirmemiş ancak o Müslüman dindar biri, onun Allah dışında başkasına dua etmesinden dolayı mazurmudur?

Cevap; Evet o mazurdur, çünkü bu adam bu hal üzere yaşıyor hiç kimse de bu amelin ona şirk olduğunu açıklamıyor. O bunun bir vesile olduğuna bir amaç olmadığına inanıyor. Yani; Onun inancında bu ev Allah’a ulaşmada bir vesiledir, kendisini Allah’a yaklaştırıyor. Biz bunun için deriz ki o adam tekfir edilmez o İslam’a mensubdur.”(6)

İbn Useymin Usul kitabında şirk ameli işleyen için dahil cehaletin mazaret olduğuna dair “ Biz, ülkeleri ancak halkı zulüm de ısrar edince helâk ederiz.”(kasas/59), “Biz bir resul göndermedikçe azap da etmeyiz.”(isra/15) “Allah, bir milleti doğru yola eriştirdikten sonra, sakınacakları şeyleri onlara açıklamadıkça, sapıklığa düşürmez. Allah şüphesiz her şeyi bilir.”(tevbe/115) ayetlerini delil getirerek cehaletin dinde mazeret olduğunu bildirmiştir.(7) İbn Useymin’in şu sözü ise düşüncesinin özeti şeklindedir ki şöyle der; ““Şüphesiz cehalet hatadan sayılır.” İşte buna binaen diyebiliriz ki: Küfrü gerektiren söz veya eylemin küfür olduğunu bilmeden-yani şerî delini bilmeden-işleyen insan kâfir olmaz.(8)

Son olarak Abdurrahman es-Sadi’den bir nakille bu konuya açıklık getirelim Abdurrahman es-Sadi derki; “Her kim Allah ve Resul’üne iman eder, tasdik edip onlara itaat ettikten sonra bilmeyerek Allah Resulünün bir kısım vahyini inkâr eder veya Resulün getirdiğinden bilgisi yoksa, bu eylem her ne kadar küfür ise de bunu yapanın kafir olduğu muhakkak ise de, peygamberin getirdiğinden haberi olmayan o belirli kişinin kâfir olması söz konusu değildir. Ve bu konuda ister itikatta ister amelde olsun fark etmez, Zira küfür, peygamberin getirdiği tüm vahyin inkârı, ya da peygamberin getirdiğinin bazılarının bilerek inkârıdır.”(9)

Sonuç olarak selefi yorumun kendilerine dayanak olarak kabul ettikleri, en etkili ve en meşhur Alimleri cehaleti mazaret olarak saymış gerek akidevi meselelerde gerekse ameli meselelerde ayırt etmeden mazaret olarak kabul etmişlerdir. Dolaysıyla selefi yorumun, cehaletin mazaret olmaması bakımından tekfire dair dayanakları YouTube’den birkaç dakikalık videodan veya hamasi yazılardan ileriye gitmemektedir. Şayet ilim ile taassubdan uzak bir şekilde konuyu araştırırlarsa yanıldıklarının farkına varacaklardır.

Cemil Meriç’in dediği gibi “Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir.”

 

Kaynakça;

1- Et-Turukul Hukmiyye fis-Siyaseti şeriyye ibn Kayyım s.174

2- Et-Turukul Hukmiyye fis-Siyaseti şeriyye ibn Kayyım s.173

3- Muellifat şeyh muhammed-Resaili Şahsiyye 6/60

4- Minhacu et-Tesis Abdulatif b. Abdurrahman s.65

5- İbn Useymin Mecmu el-Feteva ve Resailil 2/127

6- İbn Useymin Şerhu menzumetu usulul fıkh s.74

7- İbn Useymin Şerhu menzumetu usulul fıkh s.74

8- İbn Useymin,eş-Şerh’l-Mumti,14/449

9- Fetava Es-Sa’diyye,443,447

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir