Zahir Ne Demektir?

Cehaleti mazeret olarak görmeyip avamı veya diğer cemaatleri vs. tekfir edenlerin söylemlerinden biri ise şeriatin kişinin zahirine baktığıdır. Onlar derler ki; “Eğer bir kişi küfür ameli işlemişse biz onun zahirine bakarız, zahiren bakınca küfür ameli işlediği için kafirdir.” Kişinin ameli onun vasfını gösterir, eğer birini öldürürse katil, çalarsa hırsız denir dolaysıyla şirk ameli işleyende müşrik olur.

Zahir İslam’da yaygın olarak olayların görünen yüzünü ifade eder, dolaysıyla İslam’da bir şeye hüküm verirken onun görünen yüzüne göre yani zahirine göre hüküm verilmesi gerekir İmam Şafii; “ Allah’ın ve Resulü’nün hükümleri ancak zahire göre belirlenir, zahir ise ikrar ve kendisine ikame edilmiş delillerin sabit olmasıdır.”(1) demiştir. Başka bir tanımında ise; “Zahirin hükmü, söz ile, beyyine(ispat) ile, itiraf ile yada hüccet(delil) ile sabit olur.”(2) demiştir. Bazı Hanefiler ise aksi olmadığı müddetçe hüküm zahir ile bina olunur demiştir.  Fakihler bu sözleriyle katıksız yani başka hiçbirşeye ihtimali olmayan durum için zahir lafzını kullanmışlardır. Çünkü şayet aksini belirten bir durum varsa bu zahir olmaktan çıkar. İmam Şafii’nin bu örneği bu tanıma daha bir açıklık getirmektedir; “ Şayet yabancı bir adam bir toplulukta namaz kılıyorsa, sonra namazından da yakınıyorsa, onun kafir mi yoksa Müslüman mı olduğu şüphelidir. Onun kafir olduğu ortaya çıkıncaya kadar iade etmesi gerekmez, çünkü zahire göre onun namazı Müslümanların namazı, Müslümanların namazını da ancak Müslüman kılar.”(3) Dolaysıyla zahiri durumla karşı karşıya kalındığında kesin bir delil ortaya çıkmadığı müddetçe eğer Müslüman olduğuna dair bir işaret veya bir amel varsa onun Müslüman olduğuna hükmedilir.

Hanefi literatüründe Zahir “ Sırf işitmekle manaya açık bir şekilde işaret ederken aynı zamanda tevile, açık olandır,” anlamı verilmiştir.(4) Dolaysıyla örneğin; “Allah alışverişi helel, Ribayı(faizi) haram kılmıştır” ayetinde faizin açıkça haram alışverişin de yine açık bir şekilde helal olduğunu ortaya koymuştur. Bu ayet ne yorumlanabilir nede tevil edilebilir ortada bir kesinlik var ki, oda mananın zahir(açık) olduğundan dolayıdır.

İşte usulcülere göre eğer bir durumun zahir olması için onun arıduru bir şekilde hiçbir tevil ihtimali bulunmayan durumda olması gerekiyor. Şayet ilk işitmede yada ilk görüşte durumu açık değilde tevil edilebiliyorsa bu durum zahir olmaktan çıkar. Bu durumda biz zahiri şu yönlerle ele alırız;

  • Bir kul hiçbir şekilde İslam’a bağlı değil, Müslüman olduğunu da ilan etmemiş yani asıl olarak islamı kabul etmemişse zaten bu kimsenin Müslüman olmadığı ortadadır.

 

  • Bir kulun İslam’a mensub olunduğu biliniyor, kendisi de Allah’ı İlah ve Rab olarak kabul ediyor, Hz.Muhammed’in ise Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu tasdik ediyorsa, ve bununla beraber kendisinde şirk ameli vb. varsa bu kimsenin durumu sabit olana kadar. Kesin bir şekilde Müslüman mı? Yoksa Kafir mi? Bilinene kadar hakkında hüküm beyan edilmez.

 

Sonuç olarak zahirden maksadın, tevil yolu olmayıp Müslüman olmadığı sabit olan kimse hakkındadır. Yani kendisinde hem Müslüman emareleri bulunan hemde şirk yada küfür emareleri bulunun bir kimse hakkaında hüküm verilip tekfir edilmesi İslam Alimlerinin kaçındığı bir durumdur ki doğru olanda budur.

Kaynekça;

1- el-Um imam Şafii 1/433
2- el-Um imam Şafii 5/187
3- el-Um imam Şafii 1/298
4- Serahsi el-Uṣûl, 1/163-165

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir