
Cehaleti mazeret saymayanların diğer bir iddiası ise Peygamber gelmiştir, Kur’an ulaştırılmıştır. Bundan dolayı cehalet mazeret değildir. Bu iddialarını ise şu ayet ile delillendirirler; “ De ki: “Hangi şahidin şahitliği daha güvenilirdir?” De ki: “Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur’an bana, hem sizi hem de ulaştığı herkesi onunla uyarmam için vahyedildi. Yoksa siz Allah ile beraber başka tanrılar olduğuna şahitlik mi ediyorsunuz?” De ki: “Ben buna şahitlik etmem.” De ki: O, ancak bir tek Allah’tır; ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım.”(Enam/19) Burada “hem de ulaştığı herkesi” diye tercüme edilen “men” lafzının umum ifade ettiğini yani Kur’an’ın ulaştığı kimsenin cahil olarak sayılmayacağını ifade ederler. Bugün Kur’an bize ulaştığından dolayı cehalet mazeret değildir.
Bu şekilde zahiri bir yorumla yaklaşarak ayete herkime ulaşmış ise o kimse mazur değildir demek ve bunu umuma(genele) işaret ettiğini söylemek usuli olarak yanlış bir yaklaşım olacaktır. Nitekim bizce de ayet umuma işaret etmiştir. Ancak hüküm noktasında sorumluluk herkes için geçerli değildir.
Şöyle ki;
- Çocuğa sorumluluk yoktur, ayete göre çocuğa da Kur’an ulaşmıştır ama malumdur ki çocuğa sorumluluk yoktur.
- Deliye sorumluluk yoktur, ayet deliye de ulaşmıştır ama herkesçe malumdur ki deliye de sorumluluk yoktur.
- Türkçe bilip de arapça bilmeyen ve okuma yazması olmayana da Kur’an ulaşmıştır, ancak onlara sorumluluk yoktur.
- İkrah altında olan, nitekim Kur’an ikrah altında olana ulaşmıştır, ama onlara da sorumluluk yoktur.
Daha bunun gibi sayabileceğimiz bir soru madde var, dolaysıyla ayet her ulaşanı sorumlu tutmamış, ayeti zahiren ele alıp değerlendirmek yanlış olacaktır. Nitekim Kur’an’a ulaşmaya güç yetirip yetirememeye göre fark vardır. Yani dolaysıyla Kur’an’ın ulaşması onun mazeretli olmaması için bir neden değildir. Bu şekilde tefekkür edince aslında bu ayetin cehalete mazeret olduğu delili ortaya çıkmış oluyor. Tekfir ehli bu ayetin teferruatına girince demek ki herkese ulaşsa bile, herkes için sorumluluk olmadığını kabul etmek zorunda kalacaklardır. Sizler bu ayetlerden yukarda saydığımız kimselere sorumluluğu neye göre vermediniz? Diye sorulunca bir başka nassla diyeceklerdir. Bizlerde harici nasla cehaletin özür olduğunu ifade ediyoruz. O zaman cehalet özrünün delilleri üzerinde bir münazara söz konusu olacaktır, dolaysıyla bu delil Kur’an ulaşmıştır delili bir delil olmaktan çıkmış olacaktır.