Kadri Yüce Olan “el-AZİZ”

عز kökünden türeyen العزيز (el-Aziz) kadri yüce, şerefli, güç, az ve nadir anlamlarına gelmektedir.(1) El-Aziz ismi Kur’an’da 99 yerde geçmektedir.

Allah’u Teala Kur’an’da “İzzet’in tamamı Allah’ındır” (Fatır-18) buyurmuştur. İbn Kayyım izzetin tamamının Allah’ın olmasını şu üç mana ile ifade etmiştir. (2)

عزة القدر (İzzetu’l Kadru) Her şeyin ölçüsü ve değerinin izzetine sahip olan Allah’tır. Kıymet verdiğimiz ne varsa bizim için önemli olan ne varsa, bizim gözümüzde en izzetli ne varsa bilmemiz gerekiyor ki onun sahibi Allah’dır. Çünkü o her şeyi kader (ölçü) ile yarattı.

عزة القهر (İzzetu’l Kahru) Yeryüzünde ve gökyüzünde bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz her şeyin kontrolü Allah’u Teala’nın elindedir. O istediği gibi yönetir. قهر (Kahru) kelimesi Arapçada boyunduruk altına almak demektir. Yani herşey Allah’u Teala’nın emri altındadır. Dilediğine zenginlik dilediğine fakirlik verir. Dilediğini yaşatır, dilediğini öldürür.

عزة الامتناع (İzzetu’l İmtina) Her türlü eksiklik ve noksanlık, her türlü kötülük Allah’u Teala’dan uzaktır. Allah’a bir zarar ulaştırmak isteyenler ona hiçbir şekilde zarar veremezler yine ona fayda sağlamak isteyenler de hiçbir şekilde ona fayda sağlayamazlar. Yani Allah zatıyla kendi kendine kaim ve kadir olandır.

Tüm bu anlamları düşününce O’nun el-Aziz olması bizlerin ne kadar aciz olduğunun delilidir.

Allah’u Teala’nın el-Aziz ismi O’nun tek olduğuna işarettir. Çünkü bu kadar gücün ve kuvvetin sahibi bir tek olan Allah’a delalet eder. Kimi insanlar nadirdir. Kimisi yetenekleriyle, kimisi zekasıyla kimisi ise başka özellikleriyle yani az bulunurlar. Ancak yeryüzünü ve gökyüzünü tefekkür edince aslında tek nadir olanın sadece Allah olduğunu görmüş oluyoruz. Hiçbir kuvvet O’nun seviyesine ulaşmaya güç yetiremez öyle ya zaten “el-Aziz” ulaşılması güç olanı ifade eder.

Müminlerin İzzeti Allah’ın Katındadır

Tarih boyunca ne zaman ki Müslümanlar Allah’ın emirlerine ve hükümlerine sıkısıkıya bağlanmışlar o zaman izzet ve şeref bulmuşlardır. Ne zaman O’nun emirlerinden ve yasaklarından uzaklaşmışlar o zaman zelil olmaktan kurtulamamışlardır. İzzet’i kendi kökleri olan Kur’an’da aramayanlar, izzeti ancak başkasının yanında elde edebileceğini zannedenler sığındığı kimselerin yanında zilleti yaşamaktan başka bir şey elde etmemişlerdir. Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır; “Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” (Nisa/139)

Bugün Suud, Birleşik Krallık, Kuveyt gibi sefa içerisinde yaşayan kimseler kendilerini izzet içerisinde sansalar da aslında kuklaları oldukları güçlerin yanında zelil olmuşlardır. Tek korkuları geçici bir süre oyalanıp durdukları malları ve makamlarını kaybetmek olduğundan dolayı asıl izzetin tadına varamayan zelil kimseler olmaktan kurtulamayacaklardır. “Sen «Allah» de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!” (En’am/91)

Müminlerin izzeti yakalamasında izlemesi gereken yol ise, önce kendi nefsini kınayıp ıslah etmek, önce kendimiz Allah’ın emirlerini yaşayarak izzet bulalım ki sonra belki ailemiz, mahallemiz… İzzet’in Allah katında olduğunun sadece O’na kul olmanın, sadece O’nun rızasına uyma ile elde edilebileceğinin bilincinde olur.

İzzet’i isteyen Müslüman toplumun avamı ahlaklı, liderleri strateji sahibi, fakihleri yenilikçi (tecdid) yani nassı çağa göre yorumlayabilen olmalıdır. Müslüman toplumların maslahatını ön planda tutarak insan haklarına da adalet çerçevesinde saygılı olmalıdır.

Allah’ın İzzet sahibi olması O’nun gazabına, hikmetine ve rahmetine aynı zamanda ilmine delalet eder.

Allah’u Teala Kur’an da şöyle buyuruyor; “Allah Aziz’dir, intikam sahibidir.” (Al-i İmran/4) Allah’u Teala’nın intikamı, O’na yücelik taslayanlara, O’na bile bile aldırış etmeyenlere olacaktır. Buda onun izzetinin bir gereğidir.

Allah’u Teala’nın Aziz olması yine O’nun rahmetine ve merhametine işarettir. “Gerçekten Rabbin, Aziz’dir, Rahim’dir.” (Şuara/9) bizlerin nankörlüğüne rağmen Allah’ın rahmetinin azabını kuşatması onun ne kadar yüce olduğunun bir göstergesidir. Allah’ın er-Rahman isminde hatırlayacağımız üzere o verdiği nimetlerle bizlere merhamet etmiştir.

Allah zerreden küreye kadar yaratılan herşeyi hikmet ile yaratmıştır. Müşahede ettiğimiz herbir varlık bizlere “Maşallah”, “Subhanallah” dedirtmektedir. Öyle mükemmel bir dizayn düzen, ile yaratıp o kadar mükemmel renklerle süslemiş ki O’nun bu hikmeti, el-Aziz olmasının gereğidir. Çünkü en yüce, tek yüce olan ancak bunu yapabilir. Zaten “Allah Azizdir, Hakimdir.” (Bakara/220)

Kur’an, hüküm ve hikmetleri bize bildirerek, bize Allah’ı tanıtarak ve kendisinde barındırdığı belağatı ve mucizeleriyle bize yaşamamız için gönderilmiştir. Aziz olan Allah bizi, Kur’an’ı hakkıyla yaşamayı nasip eylesin “Şüphesiz ki O aziz bir kitaptır.” (Fussilet/41)

Kaynakça;

1 İsfahani s.696
2 İbn Kayyım Esmaül Hüsna s.69

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir